MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın, “Bölgesinde ve dünyada giderek yükselen Türkiye’de Türk milliyetçilerinin ferasetine, sağduyusuna duyulan ihtiyaç her geçen gün artarken; milliyetçilik ülküsünü müessir ve muktedir kılmanın yolu, MHP’de toplanmaktan geçmektedir. Türk milliyetçilerinin evi, ocağı, otağı MHP’dir” dedi.
MHP’li Yalçın, 31 Mart 2024 Pazar günü gerçekleşen Mahalli İdareler Seçimleri’nin sonuçlarıyla ilgili tartışmalara ilişkin yazılı açıklama yaptı.
“Ocak başkanlığı yapmak siyasi imtiyaz kazandırmaz”
Ocak başkanlığı yapmanın kimseye siyasi ayrıcalık kazandırmayacağını vurgulayan Yalçın, “Ocak başkanlığı yapmak; hiç kimseye siyasi imtiyaz ve üstünlük kazandırmadığı gibi, Milliyetçi-Ülkücü Hareket ve davayla ilgili söz söyleme ayrıcalığı da tanımaz. Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in geleceğine yön verme konusunda fikir serdetme hakkı da vermez. Zorlama ve ıkınmayla ne lider olunur ne fikir babası, ne bir bilen ne de kanaat önderi. Fikir birikimi ve beşeri kemal, makamla elde edilmez. Milliyetçi-Ülkücü Hareket’te öncü ve yol gösterici olma yetkisini kişilere hasbelkader bulundukları makamlar değil, ülkücü irade verir. Yol göstericiyi, lideri şartlar belirler. Fikrine ve tasarruflarına itimat edilen, kanaatlerine onay verilen biri olabilmenin yolu, ülküdaşlarını kötülemekten değil; onlarla birlikte hareket etmekten geçer. Fitne ve tefrika yoluyla temayüz edip sivrileceğini zannedenler sadece akılsızlardır. Eski yol arkadaşlarını zemmederek nefislerine övgü payı çıkarmaya yeltenenler, aslında kendilerini aşağılamaktadır. Bu nevi insanların keramet taslayarak, öteye beriye ayar vermeye çalışarak sergiledikleri her davranış; sadece güç tüketen davranış bozukluğundan ibarettir. Muarızlarımızın sofrasında kursağını doldurarak, onların kucağına oturup davulunu çalarak Milliyetçi-Ülkücü Hareket hakkında ahkam kesenler, bizim nezdimizde zavallı mahluklardır” dedi.
“Kalmalarından çok gitmeleri evladır”
MHP’li Yalçın açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:
“İçinden yetiştiği camianın damına taş, camına kurşun atarak, kapısında ürüyerek Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in rehberi veya akil kişisi olacağını sananlar, sırtı açık düş gören bedbahtlardır. Yeterli bilgi birikimi olmadan allamelik taslamak, jargonunu bilmeden Harekete yön vermeye çalışmak, Hareketin hafızasına sahip olmadan ona kader çizmeye çalışmak, siyasi palyaçoluktan öteye geçemez. Nasıl milli benliklerini bilmeyen topluluklar başka milletlerin avı ve yemi olurlarsa ülkücü şuurdan nasibini almayan bahtsızlar da başka ideolojilerin, başka siyasi mahfillerin yemi ve avı olurlar. Ülkücü olmanın getirdiği tarihi sorumluluğu taşıyacak kıratta olmayanların, çeşitli bahanelerle aramızdan ayrılmaları, aslında memnuniyet verici bir olgudur. Kalmalarından çok, gitmeleri evladır. Asla da oy kaybı değildir. Bir çürük incirin bir çuval inciri berbat etmemesi için ayıklanması nasıl doğruysa; fikri, ahlaki arızası olanların camiamızdan soyutlanması da o kadar doğrudur. Uzun lafın kısası; bölgesinde ve dünyada giderek yükselen Türkiye’de Türk milliyetçilerinin ferasetine, sağduyusuna duyulan ihtiyaç her geçen gün artarken; milliyetçilik ülküsünü müessir ve muktedir kılmanın yolu, MHP’de toplanmaktan geçmektedir. Türk milliyetçilerinin evi, ocağı, otağı MHP’dir. Bu, böyle bilinmelidir.” (DHA)