Konyaspor yönetiminden taraftarlara bayram müjdesi ya da bayram hediyesi gibi bir şey oldu…
“Ne müjdesi, ne hediyesi?” demekte haklısınız…
Tahta açıldı…
Daha ne olsun…
Konyaspor’un kapalı olan transfer tahtasının açılması sıradan bir iş değil…
Maddi-manevi kulübün önünü açan bir hamle…
Ömer Korkmaz ve arkadaşlarına helal olsun…
Yiğidin hakkı yiğide…
Kulüp ekonomisinin yerlerde gezdiği bir dönemde, özellikle Konya gibi bir şehirde 2.2 milyon Euro ödeme yapıp, transfer tahtasını açmak, her babayiğidin harcı değil…
Kimse burun kıvırmasın…
Ya da “Fenerbahçe bir teknik adama yıllık 12 milyon Euro ödüyor, çok büyütmeye gerek yok!” diyenleri de ciddiye almamak lazım…
Sen Fenerbahçe değilsin…
Zaten olman da mümkün değil…
Bu da bir gerçek…
1 milyarın üstünde borcu, dahası transfer tahtası kapalı olan bir kulübün önünü açmak ve hemen transfere başlamak, sanıldığı gibi kolay değil…
Hem de onca sıkıntıya rağmen…
O nedenle “helal olsun” diyorum…
Basiretsiz, kibirli ve egolu bir başkan ve yönetimi tarafından “kalemi kırılarak, idam fermanı imzalan” Konyaspor’un bütün borçlarını ödeyerek, transfer tahtasını açmayı başaran Ömer Korkmaz başta olmak üzere, emeği geçen ve bu doğrultuda mesai harcayan bütün yönetim kurulu üyelerini yürekten kutluyorum…
Tahta açılır açılmaz transfer görüşmelerine başlayan Konyaspor yönetimi, daha ötesi son olarak Sırbistan 1. Lig takımlarından FK TSC Bačka Topola takımında forma giyen Hırvat stoper Josip Calusic sözleşme imzaladı…
Bu transferlerin devamı mutlaka gelecektir…
Ama, Konyaspor yönetimi çok dikkatli davranmalı ve yoğurdu üfleyerek yemeli ve bundan sonra yapacağı hamlelerde çok dikkatli bir yol izlemeli…
Yöneticiler korkulu rüya görmek istemiyorlarsa, sezon başı transferi doğru değerlendirmeleri lazım…
Şu bir gerçek ki, Konyaspor’da Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor ve Başakşehir takımları hariç, diğer 13 takımla birlikte bu lige tutunma kapasitesi olan takımlardan birisi…
Daha açık konuşmak gerekirse, bu lige tutunacak 14 takımdan birisi de Konyaspor…
Yeşil beyazlı kulüp, biraz da mecburiyetten ayağını yorganına göre uzatmak zorunda…
“Parayı basacak, karayı alacak” durumda değil…
Bir taraftan milyarın üstünde borcu aşağıya çekmek, bir taraftan futbol takımını ligde tutmak, bir taraftan altyapı ve pilot takımını hareketlendirmek, deveyi hendekten daha zor…
Benim en büyük tedirginliğim, formasını terleten bir oyuncunun parasını alamadığı için UEFA’ya veya FIFA’ya ihtar çekmesidir…
Fatih Özgökçen döneminde maalesef bunları yaşadı bu şehrin takımı Konyaspor…
Dünyaya rezil olduğu yetmediği gibi, itibarı da sıfırlandı Konyaspor’un…
Dolayısıyla, tahtanın kapanma ihtimalini düşünmek bile, açıkçası tüyleri diken diken ediyor…
Çünkü, sonuçları ağır bedeller ödetiyor…
Konyaspor geçen sezon bunu yaşadı…
Kabul edelim ki, elde oyuncu kalmadı ve Konyaspor için transfer olmazsa olmaz bir zaruret…
Ama kontrollü…
Kabuslarla uyanmak yerine uyanık kalmakta yarar var…
Ama, çokta uyanık olup, bol keseden harcayıp, “bizden sonra tufan” dememek şartıyla.