Ziya Selçuk, Samsun Anaokulu ve Kreş Eğitimcileri Derneğince Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen, “Erken Çocukluk Eğitiminde 100 Yıl ve Yeni Yüzyıl Çalıştayı”nın açılışındaki konuşmasında, insanların eleştiriye açık olmadığı gibi eleştiri de yapmadığını söyledi.
Dünyanın da eleştirmediğini belirten eski Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “Çünkü dünyanın hikayesi, dijital kapitalizmin hikayesi. Onlar bu düzeni sürdürülebilir kılmak için bunu devam ettiriyor. Kendi işlerinde haklılar ama bizim için hukukları yok. O zaman biz okuduklarımızın ötesinde düşündüklerimize bakmak durumunda olan insanlarız. Yapılandırılmış bilgiden uzaklaşmak durumundayız. Çünkü yeterince yapılandırıldık. Yeter, biraz da düşünelim fakat düşünmek bazen çok ızdırap verici bir şey. Onun için, ‘Konfor alanını sunup başkaları düşünsün, ben onu tekrar edeyim’ rahatlığına gidebiliriz.” ifadelerini kullandı.
EMZİRMEK TABİATLI BİR YAKLAŞIMA İHTİYACIMIZ VAR BİZİM
Öğretmen öğrenci ilişkisinin de “emzirme” biçiminde olması gerektiğini vurgulayan Selçuk, “Şimdi bizim için eğitim meselesi, emzirmek gibidir. Emzirmek sadece bir sıvının aktarımı değildir. Bir şefkatin, bir dokunuşun, bir sevginin aktarımıdır. Bir temastır, varoluştur, sıcaklıktır. Bütün bunlarla oluşur emzirmek. Öğretmen öğrenci ilişkisinin de emzirme biçiminde olması lazım. Emzirmek tabiatlı bir yaklaşıma ihtiyacımız var bizim. Böyle baktığınızda da bütün önerilerimizde geliştirmeniz gereken bir bütünsel yapıya ihtiyacımız var.” diye konuştu.
“ÇOCUĞUN RIZASINI ALMAK DAHA ÖNEMLİ”
Dünyanın her geçen gün değiştiğine dikkati çeken Selçuk, şunları kaydetti:
“Başka bir dünya, yani tümör kelimesi 2030’dan sonra bambaşka bir şeye dönüşecek. O zaman biz bu çocukları neye hazırlıyoruz? Anam babam usulü bir şey mi yapmaya devam ediyoruz, yoksa eski şeyleri cicili bicili vermeye mi çalışıyoruz? Bu çocuğun gerçekten ihtiyacın bu mu? Gerçekten muhtaçlığı burada mı bu çocuğun? Bunun yanıtına ihtiyacımız var. Eğer bunun yanıtı yoksa cebinizde, biz sadece çocukları oyalıyoruzdur, bu çocukların hakkına giriyoruzdur. Ana babanın rızasını almaktan daha önemli bir şey varsa bu, çocuğun rızasını almaktır. Çünkü o sabidir. Eğer o çocuğun rızasını almazsanız, iki dünyanız da berbat olur. Alırsanız da güzelleşir ikisi de.”
Daha sonra çalıştayda Doç. Dr. Gülçin Güven, Dr. Bahar Eriş, eğitimci Ali Koç, Öğretim Görevlisi Dr. Melda Kılıç da sunum yaptı.