Dr. Doğru, çocuklarda erken dönemde görülen morlukların ciddiye alınması gerektiğini belirterek, ebeveynleri hemofili konusunda bilinçlendirmiştir. Hemofili, genetik geçişli ve kronik bir kanama rahatsızlığı olduğu biliniyor.
Kanın pıhtılaşmaması sonucu kanamaların durmaması veya geç durması gibi özelliklerle tanımlandığı bildirildi.
Dünya Hemofili Günü’nde Dr. Doğru, hastalığın tanı ve tedavi süreçleri hakkında bilgi vermiş, gen tedavisinin bu hastalık için yeni bir umut kaynağı olduğunu ifade etti.
“Hemofili, özellikle erkek çocuklarda, her 5 binde bir görülen bir hastalıktır ve ülkemizde yaklaşık 6-7 bin hemofili hastası bulunmaktadır” diyen Dr. Doğru, bu hastalığın kanama eğilimi gösterdiğini ve hayatı tehdit eden kanamalara yol açabileceğini söyledi.
Çocuklar hareketlenmeye başladığında, özellikle erkek çocuklarında vücutta morluklar ve etlerin içinde kanama belirtileri görülebildiği bildirildi.
Son yıllarda tedavi alanında önemli ilerlemeler kaydedildi.
Tedavi yöntemleri üzerine bilgi veren Dr. Doğru, gen tedavisinin Türkiye’de de uygulanabildiğini ve hastalığa tam bir çözüm sunabildiğini belirtti.
Ayrıca, A hemofili hastalarında eksik olan faktörün düzenli olarak takviye edilmesi gerektiğini, bu işlemin genellikle haftada 2-3 kez ilaç kullanılmasını gerektirdiğini ifade etti.
Yeni tedavi seçenekleri arasında, cilt altına uygulanan tedavilerin 2-4 haftada bir evde kolayca yapılabildiğini ekledi.
Dr. Doğru, hemofili hastalarının yaşam kalitesini artırmak için ülkemizde yeni tedavilerin kullanılabilir olması gerektiğini vurguladı.
Hastalığın belirtileri hakkında konuşan Dr. Doğru, çocuklarda ciddi bir travma olmaksızın morluklar, eklem içi kanamalar veya ağız diş eti kanamaları görülüyorsa, bir çocuk hematoloji uzmanına başvurulması gerektiğini söyledi.
Tedavi edilmezse veya koruyucu tedaviler alınmazsa, hayatı tehdit eden beyin kanamaları ve ölümlere neden olabileceğini belirtti.
Türkiye’de Hemofili A ve B için gen tedavisinin başarıyla kullanıldığını ve hastalığın çözümünde etkili olduğunu ifade etti.
Dr. Doğru, Hemofili A ve B’nin klinik bulgular açısından birbirine benzediğini, ancak Hemofili A’nın daha yaygın olduğunu, Hemofili A’da faktör 8, Hemofili B’de ise faktör 9 eksikliği bulunduğunu açıkladı.
Hemofili C’nin ise hem kızlarda hem erkeklerde görülebilen faktör 11 eksikliği olduğunu belirtti.
Hemofili farkındalığının, hastalığın yaşam kalitesini artırabilecek ve uzun süreli sakatlıkları önleyebilecek tedavilerin farkında olmayı gerektirdiğini vurguladı.